Felsefe tarihinde ‘saygı’ kavramı sık sık gündeme gelir. Kimi zaman ahlakın kimi zaman toplumsal düzenin temeline yerleştirilir. Ancak Türkiye’nin yetiştirdiği filozoflardan biri olan İoanna Kuçuradi, bu kavrama farklı bir bakış getirir. Saygı fikirlere değil insanlara duyulur. Fikirler ise değerlendirme ve tartışma konusudur. Bu yaklaşım, yalnızca felsefi bir tespit değildir. İnsan hakları düşüncesinin ve demokratik toplum kültürünün özünü oluşturan bir ilkedir.
Kuçuradi’nin bu görüşünü felsefi temelleriyle ele alıp insan hakları bağlamındaki yerini inceleyip ve günümüz Türkiyesi açısından ne anlam ifade ettiğini değerlendirelim.
Kuçuradi’ye göre saygı, bir duygudan ibaret değildir. İnsanın değerini tanıma ve onu bir özne olarak kabul etme tutumudur. Bu nedenle saygının yöneldiği şey, bir düşünce ya da inanç değil bizzat insandır. Çünkü fikirler doğru ya da yanlış olabilir. Eksik ya da yetersiz olabilir. Zamanla değişebilir. Ancak insan düşüncesinden bağımsız olarak ‘insan’ olduğu için değerlidir.
Saygının kaynağı, insanın sırf insan olmasından gelen değerdir. Fikirler eleştire açıktır. Eleştirilemeyen fikir doğruluğu sınamayan fikirdir. Bu da bilginin gelişmesini engeller.
Kuçuradi’ye göre bir fikrin saygı konusu yapılması fikirleri ‘dokunulmaz ‘hale getirir. Bu durum iki tehlike taşır. Birincisi, yanlış ya da zararlı bir fikir bile saygı gösterilmesi gereken bir şey olarak sunulabilir. İkincisi, insanlar fikirlerini kişilikleriyle özdeşleştiğini kabul eder.
Evet, Kuçuradi’nin bu görüşleri çok güzel ve çok ciddi bir tartışma ..


Trabzon Madene Teslim Edilemez Süleyman Hacıbektaşoğlu yazdı
Ayrıcalıklı Memur, İmamlar…
SORUMLULARA DOKUNMAK ŞART!..Hayriye Nurcan Yazıcı yazdı
TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Başkanı Mehmet Ali Tuna;
Bu İddianame Kime Yazıldı? Süleyman Hacıbektaşoğlu yazdı